Ahlat Van Gölü’nün kuzeybatı sahil kıyısında, Bitlis iline bağlı bir ilçedir. Kuzeyinde Muş iline bağlı Bulanık ve
Malazgirt ilçeleri, batısında Muş ili, güneyinde Van Gölü, güneybatısında Tatvan ve Bitlis, doğusunda ise Van Gölü ve
Adilcevaz ilçesiyle sınırlıdır.
Ahlat tarihte ipek yolu üzerinde günümüzde ise batı-doğu ve İran-Irak bağlantısını sağlayan NATO yolu
üzerindedir. Hemen hemen her şehirden Ahlat’a karayolu ile ulaşmak mümkündür. Güney bölgelerden gelirken
Diyarbakır-Ahlat yolu, diğer bölgelerden gelirken Muş-Ahlat kara yolu kullanılmaktadır.Ayrıca yurtdışı ve doğudan VanAhlat
yoluyla şehre ulaşılabilir. Diğer illerden Ahlat’a doğrudan hava yolu bulunmamakla birlikte Van, Muş, Diyarbakır,
Bingöl, Batman hava limanları üzerinden Ahlat’a ulaşım sağlanabilmektedir.Van ve Muştan Bitlis’e servis imkanı
bulunmakta olup Ahlat ilçesine Muş havaalanı 110 km., Van havaalanı 200 km. uzaklıktadır.
1044 km2’ lik kırsal bir alana yayılmış olan ilçenin yüzey şekilleri gerek biçim, gerekse meydana geliş şekilleri
bakımından farklılıklar gösterir.Yeryüzünün sayılı volkanlarından olan Nemrut Ahlat’ın batısında, Süphan ise doğusunda
yer almaktadır. Bu dağların eteklerinde geniş dağ platoları uzanır.Nemrut gerek bu bölgedeki volkan dağlarının bir örneği
olması, gerekse Van Gölü’nün oluşmasında önemli bir yer tutması bakımından ayrıca incelenmeye değer.Zamanımızda
sönmüş bir volkan olarak görülen bu dağ, doğu-batı doğrultusunda uzanan geniş ölçülü bir çukur alanı ortasında
yükselmektedir.Ahlat’ta dağlık alanların büyük bir bölümü çok arızalı bir yapıda olmayıp, tarım ve hayvancılık
faaliyetleri için elverişli bir ortam arz etmektedir.Bu nedenle Van Gölü Havzası’nın kuzey kesimi ve dolayısıyla Ahlat
yöresinde nispeten az eğimli bir topografyanın hakim olması, beşeri tesirlerin yüksek kesimlere kadar çıkmasına zemin
hazırlamıştır.
Ahlat İlçesi’nde konum ve yükseltiye bağlı olarak karasal iklim özellikleri egemendir. İlçenin Van Gölü
kıyısında olması, karsallığın şiddetini belli ölçüde azaltmıştır. Ahlat’ta ortalama sıcaklık 8,9 ºC’dir.En yüksek ortalama
sıcaklık 21.8 ºC ile Temmuz ayında, en düşük ortalama sıcaklık ise -2,7 ºC ile ocak ayında görülür.Ahlat’ta kaydedilen en
yüksek sıcaklık 36,5 ºC, en düşük sıcaklık ise -22,6 ºC dir.Yıllık ortalama yağış miktarının 553,5 mm olduğu Ahlat’ta bu
yağışın % 41,2’si ilkbahar mevsiminde, %28,6’sı kış, %23,3’ü sonbahar ve % 6,9’u ise yaz mevsiminde düşer. Gerek Van
Gölü’nün kıyısında olmasının gerekse yıllık yağışın bolluğu sebebiyle Ahlat bölgenin genel bitki örtüsü olan bozkır bitki
örtüsünün dışında daha yeşil ve gür bir bitki örtüsüne sahiptir. Yerleşimin olduğu bölgelerde kavak yetiştiriciliğinin yanı
sıra meyve ve sebze de
yetiştirilmektedir.
Ahlat ilçesi on mahalleye sahiptir.En doğudaki Tunus Mahallesi ile en batıdaki Kırklar Mahallesi arasındaki
mesafe 12 km. dir.Mahallelerin yerleşme durumları birbirlerinden kopuk olup aralarında arazi parçaları
bulunmaktadır.Bir uçtan diğer uca Ahlat merkezi 17 km. dir.Ahlat ilçesinde 10 mahalle bulunmaktadır.Kırklar mahallesi
1740, Kacer mahallesi 1066, Tahtısüleyman mahallesi 824, Harabeşehir mahallesi 211, İkikubbe mahallesi 3469,
Selçuklu mahallesi 4591, Erkizan mahallesi 6015, Kale mahallesi 1477, Kulaksız mahallesi 609, Tunus mahallesi 2996
nüfusa sahiptir.
Ahlat ilçesine bağlı ayrıca 4138 nüfuslu Ovakışla beldesi ile 26 köy bulunmaktadır. Köylerimiz Çatalağzı 133,
Çukurtarla 82, Yoğurtyemez 281, Yuvadamı 347, Alakır 859, Bahçe 102, Burcukaya 574, Cemalettin 551, Develik
197, Dilburnu 397, Akçaören 199, Gölgören 244, Güzelsu 1939, Kuşhane 265, Kınalıkoç 256, Kırkdönüm 127,
Kırıkkaya 127, Nazik 311, Otluyazı 795, Saka 318, Serinbayır 332, Seyrantepe 286, Soğanlı 148, Taşharman 1126,
Uludere 540, Yeniköprü 950 nüfusa sahiptir.
İlçedeki nüfusun % 59,54 ü Ahlat şehir merkezinde yaşarken geri kalan nüfus kırsal yerleşmelerde
yaşamaktadır.Ahlat İlçesi’ndeki kırsal yerleşmelerde yaşayan nüfusun geçimi temelde tarım ve hayvancılık faaliyetlerine
dayanmaktadır.Çalışan nüfusun tarım sektöründe yoğunlaştığı (% 69) ilçede hizmetler ve sanayi sektörleri yeterince
gelişmemiştir.İlçede tarım arazilerinin nispeten geniş olduğu ve sulama olanağının bulunduğu Ovakışla beldesi, Güzelsu,
Taşharman, Yeniköprü, Saka ve Alakır köyleri patates, fasulye ve şekerpancarı tarımı yapmaktadır.Şüphesiz bu
yerleşmelerde tarımsal üretim belli bir nüfus için istihdam oluşturmakta ve geçim sağlamaktadır. Yörede dağlık yüksek
alanlara yakın köylerde ise tarım arazisi az fakat mera alanları geniştir. Dolayısıyla Cemalettin, Yuvadamı, Kırkdönüm,
Akçaören, Yoğurtyemez, Develik, Kırıkkaya, Otluyazı, Kuşhane, Çukurtarla gibi yüksekte kurulmuş köylerde halkın
geçimi hayvancılığa dayanmaktadır.
Ahlat’ta taş işlemeciliği başta olmak üzere baston yapımı, ahşap oymacılık, çinicilik, halı- kilim gibi el sanatları
gelişmiştir.Baston yapımı, taş işlemeciliği, ahşap oymacılık ve çini-seramik üretimi genellikle ilçe merkez mahallelerinde
yapılırken, halı-kilim dokuma daha çok köylerde elde dokuma şeklinde yürütülmektedir.
2016 yıl sonu itibariyle ilçenin merkez nüfusu 22.998 kişi olup bağlı 1 belde ve köylerle beraber 38.622
kişidir.1929 ile 2016 yılları arasında Ahlat İlçesi’nin nüfusu 8357’den 38.622 ye çıkmıştır.Yani ilçe nüfusu 87 yılda %
356 oranında (4,6 kat) artmıştır.Aynı dönemde ülke nüfusunun % 451 oranında arttığı göz önüne alındığında Ahlat’ta
nüfus artışının ülke geneline göre daha yavaş olduğu görülür. Doğum oranının (geçmişte ve günümüzde) yüksek olduğu
ilçede nüfus artışının ülke geneline göre daha yavaş olmasının en önemli nedeni ilçeden dışarıya yönelik göçlerdir.
Bütün sayım dönemlerinde Ahlat’ta genç nüfus oranı yüksektir.Nitekim ilçede çocuk nüfus (0-14) toplam
nüfusun yaklaşık % 36,6’sını oluşturmaktadır. İlçede çalışma çağındaki nüfusun oranı % 58,4 iken yaşlı nüfus oranı %
5’tir. Çocuk nüfus ve yaşlı nüfusun toplam nüfusun önemli bir kısmını oluşturduğu ilçede bağımlı nüfus oranı oldukça
yüksektir (%71,3). Bağımlı nüfus oranının fazla olması ilçede çalışan nüfusun üzerindeki yükün fazla olduğu anlamına
gelmektedir.
Türkiye’de belki de tarihi eserleri açısından eşi benzeri olmayan bir belde konumundaki Ahlat’ın tarihi MÖ.
1500 yılına kadar uzanmaktadır.Asurlular’ın bir uç beyliği olan şehir daha sonra Urartular’a geçiyor ve ismini de bu
dönemde alıyor. Şehrin en eski sakinleri olan Urartular buraya “Halads”, Ermeniler “Şaleat”, Süryaniler “Kelath”,
Araplar “Hil’at”, İranlılar ve Türkler ise “Ahlat” demişlerdir.
Ahlat Asya’dan Anadolu’ya uzanan yolların üzerinde bulunması, Doğu Anadolu’ya göre ılıman iklimi, bereketli
toprakları, bina yapımına elverişli yapı malzemesi olan Ahlat taşı ve su kaynakları ile tarihin her döneminde bölgedeki
büyük güçlerin dikkatini çekmiştir. Bu nedenle tarihi süreç içindeki işgaller ve yağmalamalar, daima önemli yerleşim
yeri olan Ahlat toprakları üzerinde kurulan ileri medeniyetlere ait tarihi eserlerin, her el değiştirmede tahrip olmasına
neden olmuştur.
Tarihin uzunca bir dönemi ile birlikte özellikle Türklerin Anadolu’yu yurt edinmelerindeki en önemli tarihi
tanığı olan ve sinesinde o döneme ait izleri 1000 yıldır büyük bir özenle koruyan Ahlat, her ne hikmetse unutulmuşluğa
terk edildikçe direnmiş, ”Ben burada Anadolu Türk Tarihinin en önemli tanığıyım.” mesajını tekrarlayıp durmuştur.
Cumhuriyet Dönemi’nde Ahlat tarihi ile ilgili ilk ciddi eserin yazarı olan Abdurrahim Şerif Beygu: “Hep tarihi
olan bu milli mevcudiyet ve asarımızın bu kadar zengin hatırat ve menabiini sinesinde saklayan Anadolu’da diyebilirim
ki pek az bir şehir Ahlat derecesine çıkabilir.” demektedir. Beygu yine aynı eserinde Türk Tarihi içinde hazineler
değerinde olan bu asar ve mahkukatın şimdiye kadar Türk alemi irfanınca az tanınmış olmasına müteessir olmamak
mümkün değildir.” diyerek Ahlat’ın tanıtılması konusunda bir tarihçi olarak kendi üzerine düşeni yapmış ve ‘Ahlat
Kitabeleri’ adlı eseri ile yüzlerce yıl sonra Ahlat ile ilgili ilk eser bu şekilde Anadolu Türk tarihiyle ilgilenenlerin
bilgisine sunulmuştur.
Ahlat’ta, Urartular ve Urartular’dan önceki dönem ile ilgili ciddi bir araştırma yapılmamıştır. Beygu; Urartuları
Turan Kavminden Orarto yahut Lortho oarak tanımlar ve M.Ö. 900 yılında doğudan gelerek Ahlat’a hakim olduklarını
yazar. Urartular Tuşba (Van) şehrini kendilerine başkent yapmışlardır. Ancak; Anadolu’da Urartular’ın hakimiyeti
Asurlular’dan aldıklarını biliyoruz.Bu nedenle Ahlat’ta, Urartu öncesi Asur egemenliğinin bulunması gerekir.Urartu
Devleti Anadolu’daki hakimiyet mücadelesinde zayıf düşünce hakimiyeti altındaki yerlerin bir bölümü M.Ö.
6.yüzyıldan itibaren Medler’in eline geçer Ahlat’ta M.Ö. 6.yüz yıldan itibaren önce Med, sonra da Persler’in hakimiyeti
altına geçer.
Persler ile Makedonya Kralı Büyük İskender arasındaki savaşı kazanan Büyük İskender Perslerin elinde bulunan
Anadolu toprakları ile birlikte Ahlat’ı da hakimiyeti altına alır. M.Ö. 328’de İskender’in Babil Satrabı Slevkos’a
bağlanan Ahlat, daha sonra Partların eline geçer. 395’te Büyük Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasından sonra Ahlat
Doğu Roma İmparatorluğu’nun (Bizans İmparatorluğu) hakimiyet sahasındaki topraklara katılır.
639 – 640 yılından itibaren bölgeyi Müslüman Arap İmparatorluğu denetimine almak isteyen Halife Hz.
Ömer’in El- Cezire kumandanı İyaz Bin Ganem, komutanlarından Halit Bin Velid’i bu alana gönderir.Ahlat bu şekilde
feth edilir.Abbasiler’in idaresi zayıflayınca Şehir tekrar Doğu Roma İmparatorluğu’nun eline geçer. 1040 yılından
itibaren Büyük Selçuklu Devleti’nin kuruluşunu sağlayan Selçuk Bey’in torunları Tuğrul Bey ve İbrahim Yınal,
Azerbaycan ve havalisini ele geçirirken aynı kuvvetlerin devamı da Ahlat’ı ele geçirirler.
Doğu Roma ile İslam İmparatorluğu arasında zaman zaman el değiştiren Ahlat, bir arada Güney Doğu
Anadolu’da bir beylik kurmuş olan Mervanilerin eline geçerse de 1061 yılından itibaren Asya’dan Anadolu’ya göç eden
ve kendilerine yeni bir yurt edinmek isteyen Türkler tarafından ele geçirilir.
Anadolu’yu yurt edinmek isteyen bu Türk güçleri Ahlat’ta kurdukları garnizonla burayı üs ederek Anadolu’nun
diğer yerlerine de akınlar yapmışlardır.Türklerin Anadolu içlerindeki bu ilerlemeleri Doğu Roma İmparatorluğu’nu
rahatsız etmiş ve Anadolu’da hakimiyet mücadelesi içindeki bu iki büyük güç 1071’de savaşmışlardır. Ardından Ahlat,
Selçuklular’a bağlı Diyarbakır emirlerine bağlandı. Bu emirler tarafından kendilerine zulüm yapılması üzerine Alp
Arslan’ın amcazadesi, Merent emiri İsmail’den yardım istediler. İsmail adaleti ve iktidarı ile meşhur vezirlerinden
Sokman’ı Ahlat’a emir atadı. Bu şekilde Sokman – Sökmen- Sekmen- tarafından 1100 yılından itibaren Ahlat’ta
Selçuklular’a bağlı Ahlat Şahlar ( Sökmen Şahlar yada Ermen Şahlar da denir.) kuruldu.
Malazgirt zaferi ve kısa süre sonra kurulan Ahlat Şahlar dönemi Ahlat’ın “altın çağ”ını yaşatır. Bu dönemde
Ahlat batıda Diyarbakır’a, Doğu’da Erzurum’a kadar uzanan geniş bir alana hükmeder. Şehir Türk Kültürünün nadide
eserleri ile bezenir. Bu gün Bulanık İlçesi’ne bağlı Abri köyü Ahlat’ın ilim yuvasıdır. Abri ve Ahlat içindeki ilim
yuvalarında yetişen bilim adamları Ahlat adını bütün dünyaya tanıtırlar. Ahlat, Belh ve Buhara ile birlikte Kubbet’ül
İslam olarak anılır.O zaman nüfus 300.000 civarındaydı.
Ahlat Şahlar’dan sonra şehir Eyyubiler’in eline geçer.Ahlat, Harzem Şah işgali ve ardından Moğol Hükümdarı
Hülagü’nün komutanlarından Sukal Buğa’nın 1258 tarihindeki işgal ve yağması ile bir daha tarihteki o eski güzel
günlerine dönemez. Küçük bir Anadolu Türk kasabası olarak kalır. Akkoyunlu Uzun Hasan’ın oğlu Maksut, O’nun oğlu
Rüstem ve Rüstem’in oğlu Emir Bayındır dönemlerinde Ahlat tekrar canlanmış ve Türk tarihinin nadide eserleri olan
kümbetlerle bezenmiştir.Çaldıran Seferine giden Yavuz Sultan Selim’den Tercan yakınlarında kendisine ulaşan Ahlatlılar
“Ecdat mezarlarının bulunduğu” Ahlat’ta bir kale yaptırmasını istemişlerdir.Yavuz Sultan Selim bu isteği olumlu bularak
Ahlat’a bir kale yapılması emrini vermiştir. Zaman zaman İran yönetimlerinin de eline geçen Ahlat Kanuni Sultan
Süleyman’ın Irakeyn seferi esnasında (1533 yılında) tekrar Osmanlılar’a bağlanmıştır.1639 yılında İran’la yapılan Kasr-ı
Şirin antlaşması’ndan sonra artık doğu sınırları çok uzun zaman değişmemiş ve Ahlat tarihteki ihtişamından uzak
olmasına karşın daima Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır. 1914 yılında uğradığı Rus işgalinden 21 Şubat 1916 yılında
kurtulmuştur.
Cumhuriyet Devri İdari Taksimi esnasında 1929 yılında Van Vilayeti’ne bağlanmış, 1936 yılından itibaren Bitlis
Vilayeti’ne bağlı bir ilçe merkezi olmuştur.
Anadolu’ya Türk akınlarının önemli üs merkezi olan ve Anadolu’nun Ebedi Türk Yurdu oluşunda çok önemli bir
görev üstlenen Ahlat, sinesinde birçok tarihi eseri barındırmaktadır.
Ahlat’ta paleolotik döneme Tunç Devri’ne tarihlendirilen münferit eserler mevcuttur. Bu dönem esaslı olarak
ilmi şekilde araştırılmamıştır.
Süleyman Şahın babası Kaya Alp’in kabrinin Ahlat’ta olduğu bilgisi tarih kitaplarında bulunmakla beraber
Ahlatta bir de bu boya ait Kayı mezarlığı vardır. Ahlat Ahilik teşkilatının öncüsü olan Fityan (Fütuvvet) teşkilatının
kurulduğu ve ilk eserlerini verdiği yerdir.Anadolunun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında gerek o zamanki Anadolu
insanının manevi dünyasının gerekse fiili olarak savaşlarda gaza ile şehirlerinin fethinde büyük rol alan Alperenlerin ve
anadolu evliyalarının 74 tanesinin türbesi Ahlat’ta bulunmaktadır. UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Geçici Listesine
kayıtlı Anadolu’nun Orhun Abideleri denilen birçoğu Anadolu’yu bize yurt yapan şühedaya ait, Anadolu’daki ilk Türk
varlığına dair 8203 abide mezar taşının bulunduğu Selçuklu Meydan Mezarlığı Ahlat’tadır.Yine Ahlat’ta Harabeşehir
Kaya Yapıları, Ahlat Sahil Kalesi, Anonim I Kümbeti, Anonim II Kümbet, Usta Şagirt (Ulu) Kümbeti, Dede Maksut
Türbesi, Keşiş (Kitabesiz) Kümbeti, Hüseyin Timur Kümbeti, Çifte (Boğatay Aka - Şirin Hatun) Kümbetleri, Emir Ali
Kümbeti, Ahlat Ulu Cami, Emir Bayındır Kümbeti, Hasan Padişah Türbesi, Alimoğlu (Yarım Kümbet) Kümbeti, Erzen
Hatun Türbesi, Mescit, Kadı Mahmut Camii, İskender Paşa Külliyesi, Zaviye (Merkez), Abdurrahman Gazi Türbesi,
Çifte Hamam, Emir Bayındır Köprüsü, Sultan Havai Çeşmesi, Davulhane, Akıtlar, Hamam Kalıntıları, Saray Kalıntıları,
Ahlat Kalesi, Ahlat Eski İç Kalesi (Harabeşehir), Madavans vadisi bulunmaktadır.
Ahlat İlçesi’nde çalışan nüfusun ekonomik faaliyet kollarına göre dağılımına bakıldığında, söz konusu nüfusun
tarım sektöründe yoğunlaştığı görülmektedir. Çalışan nüfusun yaklaşık % 69’u tarım faaliyetlerinde istihdam edilirken %
22,2’si hizmet sektöründe % 8,5’i ise sanayi sektöründe istihdam edilmektedir.Diğer bir ifade ile ilçede çalışan her on
kişiden yaklaşık yedisi tarımsal faaliyetlerde istihdam edilirken ikisi de hizmet işlerinde çalışmaktadır.İmalat sektöründe
çalışanların ise çalışan nüfusun onda birine bile denk gelmediği görülmektedir. Ahlat’ta önemli bir kırsal nüfusun varlığı
çalışan nüfusun tarım sektöründe yoğunlaşmasının en önemli nedenidir. Ahlat ilçesinde 2959 tarımsal işletme 362000
dekar alanda tarımsal faaliyetlerini yürütmektedirler.Bu alanın 267000 dekarı kuru tarım, 95000 dekarı ise sulu tarımda
kullanılmaktadır.Ayrıca 278600 dekar Çayır-mera, 18490 dekar orman ve fundalık vasfındadır.Ahlat’ta 35000 dekar
alanda patates, 135200 dekar alanda buğday, 1000 dekar alanda çavdar, 55000 dekar alanda çayır otu, 10000 dekar
alanda şekerpancarı, 55500 dekar alanda yonca, 500 dekar alanda slajlık mısır, 20000 dekar alanda kuru fasulye, 11500
dekar alanda korunga, 3100 dekar alanda ayçiçeği, 11200 dekar alanda arpa, 1000 dekar alanda aspir, 3500 dekar alanda
elma, 500 dekar alanda kayısı, 500 dekar alanda kiraz, 1500 dekar alanda ceviz, 500 dekar alanda nohut, 10000 dekar
alanda karışık meyvecilik, 5000 dekar alanda karışık sebze, 1500 dekar alanda domates tarımı yapılmaktadır.
Ahlat İlçesi’nin idari alanında Ahlat Şehri’nin de var olması hizmet ve sanayi faaliyetlerinde çalışanların toplam
çalışan nüfus içinde belli bir orana ulaşmasına sebep olmuştur. Ahlat’ta tarımsal faaliyetlerden sonra istihdamın
yoğunlaştığı ikinci önemli iş alanı hizmetler sektörüdür.Hizmetler sektöründe çalışanların bir bölümü ticaret
faaliyetlerinde istihdam edilirken bir bölümü ulaşım sektöründe, bir bölümü ise diğer bazı işlerde çalışmaktadır.Ahlat
Şehri’nde çok sayıda kamu hizmet kurumunun bulunması hizmetler sektörünün yönetim ve sosyal amaçlı kurum
çalışanları ile temsil edilmesine neden olmuştur.
Ahlat İlçesi’nde sanayi faaliyetlerinde çalışanların oranının % 8,5 gibi diğer sektörlere oranla daha düşük bir
değerde olduğu görülür. Sanayi sektöründe çalışanların büyük bölümü inşaat sektöründe çalışırken imalat faaliyetlerinde
çalışanların oranı düşüktür.İlçe sınırları içinde önemli bir sanayi tesisinin olmaması Ahlat’ta sanayi sektöründe
çalışanların sayısının ve toplam istihdam içindeki payının az olmasına neden olmuştur.
Ahlat ilçesi Tarih, kültür, inanç ve doğa turizmi gibi alternatif turizm açısından önemli bir destinasyondur.Ahlat
ilçesi müze kayıtlarına ve diğer tespitlere göre ilçeye yıllık 50000 civarında turist girişi olmaktadır.Bu turistlerin % 90’ı
çevre illerden gelen yerli turistler, geri kalanı turlar şeklinde bölgeyi gezmeye gelen yabancı turistlerden
oluşmaktadır.İlçemizde 80 yataklı Selçuklu Otel, 60 yataklı Metropol Apart Otel, 30 yataklı Ahlat Öğretmenevi, 25
yataklı Belediye Misafirhanesi bulunmaktadır.
Ahlat ilçesinde taş işlemeciliği, bastonculuk, ahşap oymacılığı, çini-seramik, halı-kilim dokumacılığı, bakır
işlemeciliği alanında geleneksel üretim yapan 7 atölye bulunmaktadır.Ayrıca evlerde belirtilen el sanatları alanında küçük
çaplı üretim yapanlar bulunmaktadır.
İlçemizde yöresel yemek yapan ve bayanlar tarafından işletmesi yapılan 2 adet lokanta bulunmaktadır.Yine
yöresel ürünlerimizin pazarlanabildiği Belediyeye ait 1 adet yöresel ürün pazarı bulunmaktadır.
İlçemizde yerel ürünler olarak Ciger taplama yemeği, çorti yemeği, halise yemeği, gari aşı, büryan, karışık ot
yemeği, helis, jağ, uçkun, kenger turşusu, sirmolu peynir, ayran aşı, balıklı şile gibi yöresel yiyecekler
yapılmaktadır.Ahlat Taşı işlemeciliği, bastonculuk, ahşap oymacılığı, çini- seramik, halı-kilim dokumacılığı, bakır
işlemeciliği gibi elsanatlarında hediyelik eşya üretimi yapılmaktadır.
İlçemizde bulunan Uludere kanyonu, Madavans vadisi, Harabeşehir mağaraları, Kale mahallesi, iç kale, Çarho
mesire alanı, Baraj gölü, Buhbucuk mesire alanı, Kuş cenneti, Nazik gölü, Nemrut krater gölü, Selçuklu Meydan
Mezarlığı, Kümbetler ilçemizin Cittaslow felsefesine uygun sahip olduğu diğer değerlerdir.